Bir Yeni Cumhuriyet İçin, Doğan Avcıoğlu’nu ve Türkiye’nin Düzeni’ni tartışıyor…
Türkiye kapitalizmi artık kimsenin reddedemeyeceği bir açıklıkla hükmünü sürdürüyor. Krizdeyiz. Krizdeki Türkiye ise başka bir çizgiye geçiş yapmış görünüyor.
Gerekçeleri açık…
Halk cumhuriyetin çöktüğünün farkında. Bir çıkış ve bu çıkışı hızlandıracak bir muhalefet arıyor. Ama bulamıyor, bulamadığıyla yetiniyor. Buna şaşırmamak gerek. Sonuçta düzen muhalefeti, krizin yükü altında inleyen halkın sistemi tehdit eden arayışlarını iğdiş etmek için var. Modern Türkiye tarihinde veya cumhuriyet tarihimizde bu tür operasyonlara çok tanık olduk. Biliyoruz. Hesapların farkındayız.
Radikal bir Cumhuriyetçi olan Doğan Avcıoğlu, döneminin sosyalist direnişçileriyle benzer bir entelektüel dalga boyunda krize çözüm arayan bir devrimciydi. Yarım asır sonra baktığımızda, deneyimli Behice Hanım’ın, Dr. Hikmet’in, Mihri Bey’in, genç Mahir ve Deniz’in dünyaları, birbirine hiç de uzak değildi. Cumhuriyet tarihimize ve krize benzer açılardan yaklaşıyorlardı. Tabii çözüm önerileri farklıydı. Çıkışlarındaki kan bağını, belki, koruyamadıkları söylenebilir. Ama bu, onların son çözümlemede “yakın akraba” olduğu gerçeğini değiştirmez.
Devrimci Doğan, çözüme tarihimizi yeniden yazarak, temize çekerek başlamak gerektiğini biliyordu. Bu tutumunu, birkaç on yıl sonra Yalçın Küçük sürdürecektir.
Avcıoğlu, aydındı.
Aydını artık farklı tanımlıyoruz. İnsan gelişip solcu oluyor. Solcu da gelişip bilgi üretiyor ve dağıtıyor, ama bunu piyasa denilen korkunç canavarı parçalamak, hiç değilse kısmen etkisizleştirmek için yapıyor ve aydın oluyor. Bilgi üreten ve dağıtan, ama bunu piyasa ve kişisel çıkarları için yapanlara teknokrat diyoruz. 21. yüzyılda insan, artık böyle aydınlaşıyor.
Devrimci Doğan, bir aydın olarak tarihimizin en verimli ve gerçekten devrimci bir köşesini temsil ediyordu. Hâlâ ediyor.
Peki neden hâlâ etkili ve önemli?
Çünkü kriz bitmiyor. Derinleşiyor. Gericilik, cumhuriyeti kemirme sürecinden imha sürecine geçiş yapmıştır. Kriz derinleştikçe, eski tanımları gözden geçirip yeniden güncelleme gereği doğuyor. Doğan Avcıoğlu, kriz oldukça ve cumhuriyetin üzerinde akbabalar dolaştıkça bir model olarak yaşamayı sürdüreceğini biliyordu.
Bugün sokaklar ve Türkiye halkı elbette “Türkiye’nin Düzeni” kitabının ilk baskısını yaptığı 1968 yılı sonundan çok farklı.
AKP rejimi bir direniş cephesi olarak “Halk Kemalizm’i” doğurdu. İstemeden yaptı bunu.
Doğan Bey’in 1970-1971 dönemecinde başaramadığını, gerici bir iktidar yarım asır sonra tersinden başarıyor gibidir: İktidar halka yüklendikçe ve öldürdüğü cumhuriyetçi değerlere, laikliğe, kadın özgürlüğüne ve kamusal ekonomiye, planlı bir üretime darbe vurdukça halk bu değerlere daha çok sahip çıkar hale geliyor.
Gerçekten de ortada bir “Halk Kemalizm’i” var artık. Bu Kemalizm, apoletli/apoletsiz faşistlerin “resmi Atatürkçülüğünden” çok farklı. Onun reddi. Sosyalizmle “iltisaklı” bir aydınlanmacılık bu.
Devrimci Doğan, belki de kendisinden 50 yıl sonra ete kemiğe bürünecek bir iradeyi önceden işlemiş oldu.
İlgi görmediği söylenemez.
Her zaman yazdıkları ilgiyle karşılandı. 1923’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir anomali olmadığını, bir tarihsel meşruiyeti temsil ettiğini ve gelişebilmesi için sol bir hükümetle, sosyalist yönelimli bir rejimle yoluna devam etmesi gerektiğini, Türkiye tarihinden aldığı enerjiyle anlatmaya çalışıyordu Doğan Avcıoğlu.
2025’e doğru, Doğan Bey’in anlattığı bir tarihin çocukları, bir destek bulmuş oluyor.
Kemalizm galiba sokakta yeniden doğuyor. AKP’nin böyle bir doğumu mecbur kıldığını söylemek yerinde olur. Ancak sosyalist ve örgütlü bir meydan okumanın, “Hemen, şimdi, derhal sosyalizm!” sloganının olmadığı bir alanda, bu yeni çıkışın da etkisiz kalıp eriyeceğini söylemek gerekiyor.
Biz de bir süre Doğan Avcıoğlu ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve onun tarihsel köklerini tartışacağız. Dost yazarlarımız/düşünürlerimiz Avcıoğlu ve Türkiye çerçevesindeki değerlendirmelerini bizimle paylaşacak.
Yeni bir düzlemdeyiz artık.
Başlıyoruz…
(Yazı dizimiz boyunca yayımlanan tüm söyleşiler, yayımlanış sırasına göre aşağıdadır; aşağıdaki bağlantılara tıklayıp okuyabilirsiniz…)