Avrupa’yı ne yapacağız?

Başlıktaki soruyu 19. yüzyıldan ödünç aldım. Marx’ın sorusudur. Sorduğu tarihte Avrupa yükselişte ve Osmanlı düşüşteydi. Avrupa’nın, bir ayak bağına dönüşen Avrupa Türkiye’sini ne yapacağına karar vermesi gerekiyordu. Sorunun kaynağı budur.  Kaynakta ise soru başkadır. “Türkiye’yi ne yapacağız?” Karl Marx, “Doğu Sorunu” üzerine yazılarında,

Son Büyücü: Isaac Newton

Royal Society of London, 1942’de, Isaac Newton’un doğumunun üç yüzüncü yılını kutlamak için bir etkinlik planladı. Ancak II. Dünya Savaşı alevlenince 1946’ya kadar kutlamalar yapılmadı. John Maynard Keynes de konferansa davet edilmişti ama ne yazık ki kutlamalardan üç ay önce, 1946 Nisan’ında öldü.

Bir Yeni Cumhuriyet İçin: Maraba Azizler Zamanı

Michelangelo Merisi da Caravaggio 1571’de doğdu, 1610’da öldü. “Caravaggio”, doğduğu kasabayı işaret ediyordu. Yoksul bir ailenin üçüncü çocuğuydu. Altı yaşındayken veba babası, dedesi ve amcasını alıp götürmüştü. 12 yaşına geldiğinde Milano’da bir ressamın yanına çırak olarak gönderildi, resim yapmayı öğrendi fakat pek fazla

“Son Bakıştaki Hüzün”

Kişisel bir macera değil bu. Aysel bu hayhuy içinde Denizlerin asılmasına da şahit olmuştur. Müjde Ar, “annem o gece sabaha kadar sigara içip ağladı” diyor o uğursuz günü anlatırken. Sonra daha üzerinden 10 yıl geçti geçecek, yeni darağaçları, yeni fidanlar… Erdal Eren’i asarlar

“Kovaladıkça Kaçan Ateş Böceği misin?”

“Unut yüzündeki bu çizgileri Sana gelirken her yerden geçtim Hatırlamam bile ben eskileri Kadınca hakkımca savaşlar verdim” Fatih Güzeli Aysel’di artık. Disiplinli ve mazbut bir anneydi. Karagümrük’te, atölyelerin arasındaki evlerinin civarında hurdaları toplayıp eskicilere sattılar bazen. Bazen tam yemek saatinde komşuya misafirliğe gittiler.

“Vakitsiz çiçek aç, sana kış düşsün.”

Deli Kamile’nin deli kızı. Delilik tarihi daha lise yıllarında Trabzon’un sıra dışı kızı olmasından başlıyor. Arkadaşları entarileriyle girermiş denize. O mayosuyla. Karadeniz’e entariyle, elbiseyle girmekten daha büyük delilik var mı? Karadeniz alıp alıp gitmiş yaşıtlarını. Delilik, bu deliliği yapmayan Aysel’e kalmış. Karadeniz’de bir

Frankfurt kıraathanesindeki hain

Üçüncü dünya savaşına mı sürükleniyoruz? Ukrayna ve Gazze çatışmalarının ardından bu bir sorudur. Tabii sorunun bir de örtük ön kabulü var; önceki iki savaş sona ermiştir ve buna karşılık bir yenisi, üçüncüsü, ihtimal dahilindedir. Oysa üçüncü savaşın emaresi olarak görülen çatışmaların ve cephelerin,

Zındık yazı

George Granville Monah James, şimdi adı unutulmuş bir mantık profesörü. Geride ancak meraklılarının arayıp bulabildiği bir kitap bırakmış; başlığı “Çalınmış Miras…” James’in kitapta söylediği şu; Bugün Yunan felsefesi diye bildiğimiz şey hemen hemen Büyük İskender’in Mısır’ı fethi ve ardından İskenderiye Kraliyet Kütüphanesi’nin talan

Ilımlılar ile cihatçılar arasında Batılı bir İslam arayışı

Susurluk olayı devletin öldüğünü ortaya çıkarmıştı. AKP’liler geldiler ve o devleti ölü geçirdiler. Bunda, Türkiye’nin yerel üretime dayalı bir ekonomi olmaktan çıkıp, finans kapitalin kontrolüne geçmiş ve uluslararası kapitalizm ile “bütünleşmiş” bir yapıya dönüşmesinin payı büyük. Bu şartlarda yönetmek ve düzeni muhafaza etmek