Yüksel Akkaya: “Avcıoğlu 1923 aşkını bir yeni sosyalist cumhuriyet arayıcısıdır”

Yazar ve akademisyen Prof. Dr. Yüksel Akkaya, Doğan Avcıoğlu’nun düşünsel anlamıyla Namık Kemal’in torunu, Hikmet Kıvılcımlı’nın oğlu ve Yalçın Küçük’ün de babası olduğu görüşünde. Akkaya, “değeri bilinmeyen” Avcıoğlu ile ilgili sorularımızı yanıtladı. – Yeniden basılan ve üzerinde yoğun bir biçimde yeniden tartışılan “Türkiye’nin

Zülâl Kalkandelen: “Doğan Avcıoğlu Kemalist ilkeleri Marksist açıdan yorumluyordu”

Cumhuriyet gazetesi yazarı Zülâl Kalkandelen’e göre, Doğan Avcıoğlu, istisnai öneme sahip, aydınlanmacı ve antiemperyalist bir devrimci düşünür. “Doğan Avcıoğlu’nun kompradorları iktidardan indirmek için cumhuriyetçiliği sosyalizm ile buluşturan düşüncelerinin bu açıdan günümüzde de altı çizilmelidir. Nitekim Cumhuriyet dönemine ilişkin ciddi eleştirileri de vardır. Orada

Gamze Yücesan-Özdemir: “Avcıoğlu bu topraklardaki devrimci ve sol tarihin mirasıdır”

Yazar ve akademisyen Prof. Dr. Gamze Yücesan-Özdemir’e göre, Doğan Avcıoğlu bu topraklardaki devrimci ve sol tarihin en önemli miraslarından biri. “Avcıoğlu özellikle gençleri heyecanlandırıyor. Gençlerin bugünü yıkıp yarını kurma iddiasına, onların hayalperestliğine, neşesine, yaratıcılığına ve hesapsızlığına yol veriyor” diyen Gamze Yücesan-Özdemir, sorularımızı yanıtladı.

Cangül Örnek: “Avcıoğlu her başlığa sınıfsal bir anlayışla yaklaştı”

Yazar ve akademisyen Prof. Dr. Cangül Örnek, Doğan Avcıoğlu’nun müdahalesinin üzerinden çok zaman geçtiğine ve birçok şeyin değiştiğine dikkat çekiyor. Ancak bu siyasal düşünürün özellikle antiemperyalist yaklaşımıyla çok değerli olduğunu hatırlatan Örnek, “Avcıoğlu’nun bugün hâlâ güncel ve değerli olmasının nedeni, Kemalizm’in de radikal

Mustafa Şener: “Avcıoğlu’nun en değerli mirası, sınıfsal bakış ve iktidar hedefi”

Siyaset bilimci, akademisyen, yazar Doç. Dr. Mustafa Şener, 2010’da Yordam Yayınları etiketiyle çıkan “Türkiye Solunda Üç Tarz-ı Siyaset / Yön, MDD ve TİP” adlı kitabında Doğan Avcıoğlu’nun Yön/Devrim hareketine 100 sayfalık bir bölüm ayırmış, bu hareketi bilimsel bir nesnellik ve titizlikle incelemişti. Doç.

Emirhan Akman: “Düzen dışı arayışlar Avcıoğlu’na götürüyor gençleri”

Genç yazar ve gazeteci Emirhan Akman’a göre, Doğan Avcıoğlu ve yapıtlarının tekrar gündeme gelmesi Türkiye’nin son kriziyle yakından bağlantılı. “Bugün sosyalizmle Türkiye aydınlanması arasındaki geçişliliğin bağını koptuğu yerden bağlama girişimi Avcıoğlu üzerinden mümkün olabilir” görüşünü savunan Akman, önemli bir eksikliğe dikkat çekiyor ve

Coşkun Soysal: “Kendisini sosyalist olarak tanımladı, daima sosyalizm tartışması yürüttü”

Yazar-akademisyen Coşkun Soysal’a göre, Doğan Avcıoğlu’nun entelektüel ve siyasi dünyasında merkezi kavram “bağımsızlık”tır. “Avcıoğlu ve Yön hareketi, Türk modernleşmesi ya da aydınlanması, adına ne derseniz, bu tarihsel miras ile Türkiye sosyalizmi arasındaki bu geçişliliğin ya da devamlılığın en açık halkasıdır, hatta belki de

Celil Denktaş: Bizim “Doğan Avcıoğlumuz” ve genç kuşağın ilgisi

Yazar-çevirmen Celil Denktaş, 70’lerdeki ODTÜ yıllarını ve devrimci gençlik hareketinin Doğan Avcıoğlu’na görece uzak ve hatta sağır kalmasını, 12 Mart sonrasının koşullarına bağlıyor. Denktaş, Devrimci Doğan’ın anlamlarına yönelik sorularımızı yanıtladı. – Artık saklanamayacak kadar belirginleşmiş bir hareketlenme var. Son dönemde Doğan Avcıoğlu ve

Gökhan Atılgan: “Avcıoğlu’nun yıkmadığı tek bir tabu kalmamıştı”

Yazar ve akademisyen Gökhan Atılgan, entelektüel kapasitesini tümüyle düzeni değiştirecek bir devrime kanalize edebilen Doğan Avcıoğlu’nun enerjisi ve cesaretinin genç kuşaklara örnek olduğu kanısında. “Ele almadığı, üzerinde düşünmediği, hakkında yazmadığı tek bir konu, kendisiyle birlikte hareketlendirmediği tek bir aydın, yıkmadığı tek bir tabu

Okan İrtem: “Doğan Avcıoğlu hep iktidarı istedi ve ülkeyi yönetmeye talip oldu”

Araştırmacı-yazar Okan İrtem için Doğan Avcıoğlu’nun ayırt edici özelliği, onun bir kurucu aydın olarak, önüne tek bir büyük amacı koymasında aranmalıdır. Avcıoğlu’nun yeni bir  düzen aradığını belirten İrtem’e göre “Türkiye’nin geri nitelikli kapitalizminin özelliklerini yazmasının nedeni, onun içinden yeni olanın nasıl çıkacağını göstermek