January 14, 2025

Tekin Yayın Dağıtım San.Tic.Ltd.Şti

Mimar Sinan Mah. Atlas Çıkmazı Sk. No:7 Üsküdar/İstanbul

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Elif Akkaya

Telefon

0216 323 20 20

E-mail

info@tekinyayinevi.com.tr

Website

Tekin Yayınevi

Teknik Sorumlu

Tetris Teknoloji

ABD’nin Afganistan’ı, Rusya’nın Suriye’si

ABD’nin Afganistan’ı, Rusya’nın Suriye’si

“Rusya için her şey, hükümet iktidarını cihatçılara devretme müzakerelerinde Tartus için en azından üs haklarını müzakere edip edemeyeceğine bağlı olacak. Başarılı olamazsa, deniz üssü için alternatif bir yer aramak ya da önemli bir güç kaybını kabul etmek zorunda kalacak.”

Suriye’nin kaybı, gerçekten de ABD’nin Afganistan’daki hezimetiyle karşılaştırılabilir. Buna dikkat çeken bir analiz, bugün Junge Welt gazetesinde yer alıyor.

Avrupa’da ana akım medya dışında kalmayı başaran ve sırtını reel sosyalist deneyime dayamış ama gerçekten fikir üretebilen çok fazla yayın ve yazar yok. Eski Alman Demokratik Cumhuriyeti kökenli ve o kuruluşa sahip çıktığını ilan eden Junge Welt, inatla ayakta kalmayı başaran ve yazarları ciddiye alınması gereken bir entelektüel direnç odağı. Bu odağın her yorumu ilgiyle izlenmesi gereken ve bir kitabı Türkçeye de çevrilmiş olan dış politika yazarlarından Jörg Kronauer, Suriye’de geniş kapsamlı bir pozisyon kaybı olduğuna dikkat çekiyor ve nüfuz savaşımında Rusya ile İran’ın bir süredir elde ettikleri güçlü pozisyonlarını yitirdiğini savunuyor. Rusya için Esad’ın düşüşünün ağır bir yenilgi olduğunu ve bunun ABD’nin Afganistan’daki yenilgisiyle karşılaştırılabileceğini ileri süren Kronauer’in ilk saptamaları şöyle:

“Moskova, 2015 yılında Suriye’deki savaşa Esad’ın yanında müdahale ettiğinden beri ülkede güçlü bir iktidar pozisyonu kurmuştu. Şam’da önemli bir nüfuza sahipti; Rusya olmadan Suriye’de hiçbir şey yürümüyordu ve Türkiye ile işbirliği içinde Batılı güçleri büyük ölçüde ülkeden çıkarmayı başarmıştı. AB ülkeleri artık güç politikasında gerçek bir rol oynamıyordu ve ABD, hammadde açısından zengin olsa da Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir bölgeye geri itilmişti.

Rusya, 1970’lerde Tartus’ta kurduğu geleneksel deniz üssünü koruyabildi ve Esad’ın kıyıdaki kalesi Lazkiye’den çok da uzak olmayan Hmeymim’de bir hava üssü kurdu. Böylece Ortadoğu’da askeri bir varlık kazanmış oldu.

RUSYA İKTİDAR GARANTİSİ DEĞİL

Özellikle Tartus deniz üssünün Moskova için büyük bir anlamı ve önemi vardı: Rusya’nın Akdeniz’deki tek deniz üssü olan bu liman, Karadeniz’in ötesindeki gücünün geliştirilmesinde kilit bir role sahip. Esad’ın düşüşünden sonra terk edilmek zorunda kalırsa, bu, Moskova için ağır bir darbe olacaktır. Rusya’nın Şam’daki nüfuzunun muhtemelen kaybolmuş olması zaten acı verici. Ve: Esad’ın düşüşü, Rus desteğinin iktidarı elde tutmak için nihai garanti olmadığını açıkça ortaya koydu. Bu durum şu anda Batılı güçler tarafından yüksek sesle dile getiriliyor, özellikle de Afrika’daki Sahil bölgesiyle ilgili olarak. Ancak artık oradaki hiç kimse Rus Afrika Kolordusu’nu ülkeye getirdikten sonra rahatça arkasına yaslanabileceği yanılsamasına kapılmayacaktır.

Şam’ın devrilmesi İran’a da ağır bir yük getiriyor. Tahran, başta Hizbullah olmak üzere her türlü İran yanlısı milis aracılığıyla Suriye’de belirli bir askeri varlık sağlayabilmesini sağladığı için Esad’ı da desteklemişti. Bu da Hizbullah’ı silahlandırma çabalarında büyük bir avantajdı: Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra İran yanlısı Şii güçler Irak’ta güçlü bir nüfuz kazandıkları için Irak ve Suriye toprakları üzerinden Lübnan’a giden kara yolu açıktı. Bu durum anlaşılan artık geçmişte kaldı.

Rusya için her şey, hükümet iktidarını cihatçılara devretme müzakerelerinde Tartus için en azından üs haklarını müzakere edip edemeyeceğine bağlı olacak. Başarılı olamazsa, deniz üssü için alternatif bir yer aramak ya da önemli bir güç kaybını kabul etmek zorunda kalacak.”