Yalandolan Tekkesi nasıl icat edildi?
ORHAN GÖKDEMİR
Tekke, tarikat erbabının barındığı, ibadet ve tören yaptığı yer anlamına geliyor. Küçükleri zaviye, hücredir. Osmanlıda meşruydu, oraya buraya bire adet tekke konduruyorlardı. Gericiliğin kaynaklarından biridir. 1925 yılında çıkartılan “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa” ile kapatıldılar. Mustafa Kemal’in kararıdır. Devrimci bir iştir.
O türbelerden biri, hem de en tartışmalı olanı, Ekrem İmamoğlu’nun başında olduğu belediye tarafından halktan toplanan vergilerle ihya edildi, 10 Kasım’dan bir iki gün önce açılışı yapıldı. İmamoğlu heyetiyle birlikte açılan tekkenin içinde dua ederken fotoğraf da çektirdi, belediyenin hesabından paylaştı. Gerici bir iştir.
Helvai tekkesiymiş. Pek havai bir isim uydursalar da aslı bildiğiniz helvacıdır. Halk arasında “Helvacı Baba” olarak anılan Helvacı Şeyh Yakub Şehzade Camii’nde helva dağıtıyormuş, rivayet böyle. “Helvai” Yakub’un helvası, tıpkı menzilcilerin çorbası gibi, hiç bitmezmiş. Helvası bol olduğu için evliya olduğuna karar verilmiş. Türbesi Veznecilerdeymiş, tabii bu da bir rivayet.
Helvacı Yakub 1510 yılında Silifke’de doğmuş. Melami Şeyhi Pir Ali Aksarayi’nin halifelerindenmiş. Malum, Melamilik batıni bir tarikat. Yani dini açıdan biraz gevşek sayılıyor. Melamet de yer yer küfürle eş anlamlı olarak kullanılıyor haliyle. Hurafelere karşı oldukları içinmiş. Ama her nasılsa helva hurafesine teslim olmuşlar. Kendisi gidince helvası kalmış yadigar. Türbesinin olduğu iddia edilen yerde helva dağıtılmaya devam edilince yoksul halkımız için de bir karın doyurma noktası haline gelmiş. O nokta Şehzade Camii avlusundaki çınar ağacıdır.
Öldükten sonra çevre halkı bu uygulamaya bir süre devam etse de 12 Eylül cuntası uzantıları o bölgede helva için toplanan kalabalığın kamu düzenini bozduğuna karar verip toplananları dağıtmış. Çınar ağacı etrafındaki tabelalar da sökülmüş.
E türbe her müslümana lazım. Helvacı Baba tabelası kaldırılınca cami cemaati yeni bir tabela iliştirmiş ağaca. “Sahabeden Ali Tabl’i” burada yatıyor deniliyormuş yeni tabelada. Uydur uydur as duvara! Helvacı kalkınca, yerine bedevi yerleşmiş. O ağacın altında yatan var mı, varsa gerçekte kim hiçbir önemi yok tabii.
İstanbul’un Fatih İlçesi Vezneciler Semti’nde bulunan uyduruk Helva-i Yakup Efendi türbesi 2019 yılında restorasyon yenileme çalışması gerekçesiyle yıkılmış. Yıkıntı halindeki türbenin tapu kaydı ahşap ev şeklinde değiştirilmiş. Her nasılsa İBB devreye girmiş, o ahşap evi tekke olarak yeniden inşa etmeye karar vermiş. 10 Kasım’dan önce açılışını yapıp Mustafa Kemal anmasının önüne geçirmeye çalıştıkları “tekke”nin hikayesi işte böyle. İçinde ne helvacı var ne de türbe. Esasında yaptıkları bina yalan dolan tekkesi. Maksat laikliğe aykırı faaliyet olsun.
Zülâl Kalkandelen arkadaşımız fark etti, İmamoğlu’nun tekkede dua ederken çekilmiş fotoğrafının paylaşılmasına dikkat çekerek, “Bu pozu verip resmi belediye hesabından paylaşmak nedir?” diye sordu ve İmamoğlu’na “karşıdevrimi besliyorsunuz” diye seslendi. İmamoğlu’nun yönettiği belediyenin kaynakları AKP döneminde de karşıdevrimi beslemek için kullanılıyordu. Gitti Kadir, geldi Ekrem. Gelenler gidenlerden daha azimli, ihya edecek tekke, tarikat aramakla geçiyor zamanları.
Bu arada “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa” yürürlükte. Hatta 1961 ve 1982 Anayasalarında korunması gereken “devrim yasaları” arasında sayıldı. Önemli bir yasamızdır.
Demek ki Ekrem İmamoğlu ve adamları devrim yasalarına karşı eylemli bir kalkışma içinde. Not edelim ki, bunların karşıdevrimci rolleri unutulmasın.