Yaşasın mı cumhuriyet?

AHMET ÇINAR Konserler, fener alayları, mesajlar, nutuklar… Dünden beri telefonuma gelen “kutlama” mesajları burdan Beştepe’ye  ya da Nakkaştepe’ye (*) yol olur! Oysa soru şudur: Cumhuriyet nasıl yıkıldı, yıkılan bir cumhuriyet nasıl kutlanır? Gerçeğe ve nesnelliğe kapı aralamak gerekiyor… Cumhuriyetin olduğu yerde, AKP ve

Fethullah öldü: Nasıl büyütüldü, kimlerle kolkola yürüdü, KİMLER ORADAYDI?

AHMET ÇINAR 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuoyunda öyle bir algı yaratıldı ki, dışarıdan gören gözler, “Fethullah Gülen Cemaati beş altı yıl önce, kimsenin haberi yokken gizlice kuruldu, gökten zembille indi, sonra da darbeye kalkıştı” sanabilirdi. Oysa işin aslı ne? Fethullah Gülen hareketi

Uzun sürmüş bir 12 Eylül hikayesi: Tam 44 yıldır iktidardalar… Adı Tayyip, soyadları hep Evren…

AHMET ÇINAR Tam 44 yıl geçti üzerinden. “12 Eylül” denilen 1980 faşist-gerici darbesi. Kenan Evren ve cuntasının ülkenin üzerine bir kabus gibi çöktüğü o kopkoyu karanlık. 12 Eylül’den söz eder herkes. “Darbe” der, “cunta” der, “faşizm” der, “idam” der… Peki 12 Eylül neden

31 yıldır aynı yazıyı yazıyor, aynı ağıdı yakıyoruz: Yakanlar hâlâ iktidarda!

AHMET ÇINAR Bu bir özeleştiri yazısı aslında: Onlar 31 yıldır yakıyorlar ve hâlâ iktidardalar. Biz 31 yıldır aynı yazıları yazıp aynı ağıtları yakıp aynı açıklamaları yapıyoruz ve onlar hâlâ iktidarda. Demek ki sadece ağıt, yazı, açıklama, yürüyüş yetmiyor. Çok açık: Başka bir şey

Kanun hükmünde Tayyip!

AHMET ÇINAR Kimseden çıt çıkmıyor. Ana “muhalefetinden” tutun da parlamento dışı muhalefete kadar, “anlı şanlı” sivil toplum örgütlerinden meslek kuruluşlarına kadar… Herkeste kahrolası bir kanıksamışlık, alçakça bir rehavet, sorumsuz bir umursamazlık. Kanun hükmündeki kararnamelerden, kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunlardan, cumhurbaşkanı kararlarından

Bu çöküş, bu tükeniş… Bir çıkışı var elbet!

AHMET ÇINAR Bundan tam 54 yıl önce, 1970 yılının Haziran ayında bu topraklar bir “insanlaşma”ya tanık oldu. O zamanlar, bu coğrafyanın insanlarının “dili”, “umudu”, “geleceğe olan inançları” vardı. 15-16 Haziran günlerinde Türkiye işçi sınıfı, sınıf bilinciyle, muhteşem bir kalkışmayla, erdemli bir itirazla ayağa